Harika Veli Olmak için Yapabileceğiniz 25 Şey-2
Yazı dizimizin ilk bölümü olan Harika Veli Olmak için Yapabileceğiniz 25 Şey-1‘e buradan ulaşabilirsiniz.
12. Çocuğunuzun antrene edilmesine izin verin
Koca güvenin ve çocuklarınızı antrene etmesine izin verin. Ünlü bir politikacının şöyle bir sözü var:
“Antrene edilemeyen çocuklar işsiz yetişkinlere dönüşür, birinin onlara sert davranmasına izin verin. Hayat böyle, alışın.”
Bu çok doğru bir söz fakat sadece oyuncularına doğru şekilde ve dozda disiplin gösteren antrenörler için geçerli. Bu antrenörler oyuncularını gerçekten önemser.
Bu durum, oyuncularına kötü davranan ve aşağılayan antrenörler için geçerli değil ve burada bahsedilen sertlik ya da disiplin kesinlikle bu değil.
13. Takıma yardım etmek için gönüllü olun
Altyapı takımlarının birbirine bağlılığı, sporcuların ailelerinin verdiği katkıya bağlıdır. Daha çok velinin desteği işleri kolaylaştıracak ve takımı daha mutlu kılacaktır. Bu destek; velilerin ekonomik ve boş zaman durumlarına göre takım için yapabildikleri şeyler olarak düşünülebilir. Takımdaki oyuncular için warm-up t-shirtleri (ısınmada formalarının üstlerine giydikleri) yaptırmak, takımı bir maçtan sonra yemeğe çıkarmak ya da takıma antrenmandan sonra yemek üzere meyve ya da evde yapılmış kek, börek, vs göndermek, veya bir antrenman sonrası takımdan birinin doğumgününü birlikte kutlamak için organizasyonu yapmak örnek olabilir. Bu tarz etkinlikler takımdaki oyuncuların birbirine yakınlaşmasını sağlayarak arkadaşlık ve takımdaşlık olgularının gelişmesini sağlar.
14. Maçlarda, hareketlerinizin çocuğunuzu etkilediğini bilin
Çocuk-genç sporcular maçlarda sizin nerede oturduğunuzu tam olarak bilirler ve maç süresince size bir çok defa bakarlar.
Vücut diliniz nasıl hissettiğinizi açıkça gösterir ve eğer sizinki olumsuzsa emin olun bu, çocuğunuzun oyundan aldığı keyfi etkiler.
Bir şutu kaçırdığında ellerinizi havaya kaldırmayın ya da bir pas hatası yaptıklarında başınızı ellerinizin arasına almayın. Bunları yapamanın onların özgüvenini nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?
Bazen altyapıdaki maçlar sınır bozucu olsa da oyunun çocuklar tarafından oynandığını unutmayın. Maç boyunca pozitif olmalısınız. Eğer çocuğunuzu size bakarken yakalarsanız, gülmeli ve orada bulunmaktan keyif aldığınızı göstermelisiniz.
15. Çocuğunuzu olumlu yönde cesaretlendirin
-Adanmışlık
Oğlunuzun/kızınızın takıma ve antrenöre karşı sorumluluğu olduğunu, bunun anlamının antrenmanlara ve maçlara katılmak olduğunu anlatın. Sadece canı istemiyor diye antrenmana gitmemek gibi bir şansının olmadığını anlamalarını sağlayın.
– Centilmenlik
Fair play davranışı (centilmence davranmak) gösterdiğinde çocuğunuzu takdir edin. Buna birkaç örnek vermemiz gerekirse; yere düşen oyuncuyu kaldırmak, takım arkadaşlarını kenardan desteklemek, maç bitiminde karşı takımı tebrik etmek.
– Azim, Sabır
Bir şeyde iyi olmak fazlaca sıkı çalışmayı gerektirir.
Çocuğunuz bunu uzun antrenman saatleri boyunca çalışarak öğrenecektir. Bunu yaparken gösterdiği çabadan ötürü onunla gurur duyduğunuzu bilmesini sağlayın.
16. Onu diğer oyuncularla kıyaslamayın
Bunu yapmak onunla aranızdaki ilişkiyi olumsuz etkileyecektir. Her çocuğun farklı gelişim süreci vardır. Örneğin bazısı çok çabuk boy atarak yaşıtları arasında hep en uzun olurken bazısı yavaş yavaş uzar. Ya da aynı örneği öğrenme ve gelişim süreci için de verebiliriz. Kimi çocuk çok çabuk gelişirken kimisi daha yavaş bir şekilde oyununu geliştirir. Ama sonuçta yavaş gelişen çocuk da diğerini yakalayacaktır.
Bir başka etken de her çocuk sporla değişik sebeplerle ilgilenebilir. Sizin çocuğunuz eğlenmek ve sporu çok sevdiği için oynarken, diğer takım arkadaşı burs kazanmak için oynuyor olabilir.
17. Böyle olmayın…
18- Rolünüzü bilin
1- Oyuncu= oyunu oynar
2- Koç= takımı ve oyunu yönetir
3- Hakem= maçı yönetir
4- Taraftar= maçı izler
Aileler burada taraftar kategorisine girer. Sadece izleyin ve destekleyin.
19- Hiçbir zaman hakemlere bağırmayın
Bunu açıklamaya gerek bile olmadığını düşünüyoruz ama ne yazık ki bazı veliler için gerekli.
Öncelikle şunu akılda tutmak gerekir ki; altyapıda görev alan çoğu hakem tecrübeli hakemler değildir. İzlediğimizin 1. Lig maçı değil, çocuk-gençlerin oynadığı bir altyapı maçı olduğunu unutmamalıyız. Tıpkı çocuklarımızın her şutlarını sayı yapmalarını bekleyemeyeceğimiz gibi hakemlerin de her pozisyon %100 doğru karar vermelerini bekleyemeyiz.
20- Çocuğunuza kazandıktan sonra da kaybettikten sonra da aynı şekilde davranın
Eve dönüş yolunda, maçın sonucunun çocuğunuza davranış şeklinizi etkilemesine izin vermeyin. Çocuğunuz iyi bilmeli ki; kazanıp kazanmamak onlara olan sevginizi etkilemez. Siz bunu iyi bilseniz bile kazanırken mutlu görünmeniz, kaybederken üzgün olmanız bu konuda onun kafasını karıştırabilir. Çocuğunuza sevginizi gösterin ve bunun maçın sonucu ile ilgisi olmadığını bilmesini sağlayın.
21- Çocuğunuz için bahaneler üretmeyin
Maçtaki performansı ile ilgili kızgın ya da üzgün hissediyorsa çocuğunuzu iyi hissettirmek için bahaneler bulmayın. Çoğu veli, özellikle birbirine yakın biten maçlarda bahane üretmeye yatkındır. “Hakem onların yanındaydı”, “Karşı takım çok agresifti”, “Saha zemini çok kötüydü” gibi. Bunu yapmak çocuğa şöyle bir mesaj gönderir; kaybetmenizin nedeni performansınız değil dışsal nedenlerdi. Çocuğunuzun kaybetmesine ve bununla başa çıkmayı öğrenmesine izin verin. Spor bunun için en güzel yollardan biridir.
22- Maç hakkında konuşmak için onu zorlamayın
Bazı zamanlar maçtan sonra konuşmak ve sessiz kalmak isteyebilirler. Ya da genelde maçlardan sonra böyle davranıyor olabilirler. Onları maçı tartışmak için zorlamayın. Bu durumda yapılacak şey, onları rahat bırakmak veya başka şeylerden konuşmaktır. Çocuğunuz, sizin basketbol eleştirmeni değil, anne ya da baba olmanızı tercih eder.
23. Doğru soruları sorun
Maçtan sonra soracağınız sorular, sizin nasıl düşündüğünüzü ona gösterecektir. O yüzden doğru sormak önemlidir. Eğer “Kaç sayı attın?” diye sorarsanız, bu ona sayı atmanın oyunun en önemli kısmı olduğunu vurgulayacaktır. Böyle bir soru yerine “Maçtan keyif aldın mı?” gibi bir soru sorabilirsiniz.
Unutmayın, kazandıktan sonra da kaybettikten sonraki sorduğunuz soruların aynılarını sormalısınız.
24- Takımdaki her çocuğu coşkuyla destekleyin
Sadece kendi çocuğunuzu değil takımın tüm oyuncularını desteklemelisiniz.
25- Çocuğunuzu şımartmayın
Çocuklarının her sayısı için para vermeyi vaadeden, ya da kazandıkları maçtan sonra onları sinemaya götüren veliler sıklıkla gördüğümüz bir şey. Buradaki sorun; vaadedilen şey motivasyona dönüştüğünde çocuk artık oyunu onun için oynuyor demektir. Artık oyunu sevdiği için, keyif aldığı için ya da takıma olan sorumluluğu ile oynamıyordur. Bu şekilde bir motivasyon şekli olmamalıdır!
Sonuç olarak;
Çocuk ve gençlerin yaptıkları spor onlar içindir, yetişkinler için değil. Aileler unutmamalı ki; çocuklarının bunu severek yapmasında ve gelişimlerinde kendilerinin önemli bir rolü vardır.
Eğer harika sporcu velisi olmak için bu listeye ekleyebileceğiniz başka maddeler varsa, lütfen yorumunuzu bizimle paylaşın.
Pingback: Harika Bir Veli Olmak için Yapabileceğiniz 25 Şey-1 | Basketall